Kıpçaklar'da Küpe
Erkeklerde küpe takma adetinde asıl önemli bulgu, Kıpçaklar’da baş
gösteriyor. Murad Adji'nin Türklerin ve Bozkırın Eski Tarihi kitabından
aktaralım:
Kıpçak töresinde bilgece kanunlar koyulmuş. Ülke,
evladı için yaşardı. Onların için kaygının en büyüğü gösterilirdi. Daha
sonrasında atasına sahip çıkabilmesi için çocuğu koruyabildiği en üst
düzeyde koruyup dirayetli tutmaya çalışırdı.
Ailede küçük oğul baba evinde kalıp atasına, anasına yardım eder büyük oğul ise genelde orduda hizmet ederdi.
Herhangi
bir sebeple ailede bir oğul olursa delikanlının kulağına bir küpe
takılırdı. Askerde komutan küpeli askeri görünce onu tehlikeli görevlere
vermezdi çünkü Türk töresi ona bu yetkiyi vermezdi. Soyu içerisinde
sonuncu erkek olan kişi ise kulağında iki küpe taşırdı. Türk töresi,
soyunu sürdürebilmesi için onu bilhassa korurdu.
Orduda herkesin
hizmet etmesini zorunlu kılan zamanlarda erkekler için askerlik mecburi
ve şerefli bir hizmetti ve askerliğini yapmamış erkeğe kız bile
verilmezdi. Kız vermeyi bırakın, kızlar askerlik yapmamış erkeği var
bile saymazlardı. Küpe, böylesine sert ve kesin törenin hüküm sürdüğü
Türk topraklarında bir ailenin neslini sürdürebilme imkanını koruması
açısından cengaverler için sadece toplumsal bir nişan görevi görmüştür.
Bazı farklı kaynaklara göre de Oğuzlarda takılan küpelerin askeri rütbeleri gösterdiğinden bahsedilir.
Prof. Dr. Faruk Sümer’in kıtabında ise Türk Erkeklerinde Küpe Takma Adeti ile ilgili bölüm de şöyledir:
“...Erkeklerin
kulaklarına küpe takma âdeti yalnız Türklerde değil, eski İranlılarda
ve İsraillilerde de mevcut idi. Fakat, bu milletlerde küpe bir esaret
...alâmeti şeklinde telâkki olunuyordu.
Buna mukabil bizim
kaynaklar küpenin Türk hükümdarları ve beyleri tarafından takılmakta
olduğunu haber veriyorlar ki, bu husus Türkler arasındaki bu âdetin
böyle bir düşünce ile alâkalı olmadığını göstermektedir.
Oğuzlar’ın
İslâmiyet’ten önceki hayatlarını destanî bir şekilde anlatan Dede
Korkut kitabında Oğuz beylerinin altın küpeli olduklarından
bahsolunuyor. Çin kaynaklarının verdikleri bir habere göre, Kırgız
Türkleri de kulağa halka, yani küpe takarlardı.
Türkler
İslâmiyet’i kabul edip bu camiaya dahil olduktan sonra birçokları gibi
bu küpe an’anesini uzun bir zaman devam ettirmişlerdir.
...Osmanlı
tarihçilerinden Müneccimbaşı Ahmed Dede’nin sözlerine göre, büyük
cihangir Timur’un kulaklarında kıymetli inci küpeler vardı. Timur’un
kurnaz ve tehlikeli bir hasmı olan Karakoyunlu hükümdarı Kara Yusuf’un
da altın küpeler taktığını biliyoruz.
...Kara Yusuf yalnız devrinin değil, belki bütün tarihin yetiştirdiği en cesur, en muharip insanlardan biridir.
...Vefatı,
ordusunun perişan bir halde dağılmasına sebep oldu. O derece ki,
cesedini teçhiz ve tekfin etmek kimsenin hatırına gelmemişti. Bunu
fırsat bilen birtakım câhil ve âdi kimseler, naaşın bulunduğu otağa
hücum ederek yağmalamışlar ve bu arada Yusuf’un kulaklarındaki altın küpeleri almak için bıçaklarını kullanmışlardı.
Buna benzer bir
hâdise Fâtih ile Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan Bey arasında 1473’teki
Otlukbeli muharebesinde olmuştu. Osmanlı tarihçisi Neşri’nin sözlerine
göre, savaşı kazanan Fâtih, Akkoyunlu cesedleri ile dolu olan muharebe
meydanını gezerken bir dervişin elinde bir bıçakla ölüler arasında
dolaştığını görerek ne yaptığını sormuş; dervişin, ‘Türkmen ulularının
kulaklarındaki küpeleri toplamakta olduğu’ cevabına gülümseyerek ‘İşine
devam et’ demiş”.
Netten derlenmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder